T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu 2018/270 E. - 2020/498 K. Tarih: 03.12.2020

Bir matematikçi Öklid’in teoremlerini nasıl kabul ediyor ise, bir hukukçu da yukarıda açıklamaya çalıştığımız yorum ilkelerini o şekilde kabul etmelidir. Öklid’in 'bir üçgende büyük açı karşısındaki kenar, diğer kenarlardan büyüktür' şeklindeki teoremi nasıl apaçık doğru ise, nasıl bu teorem 2300 yıldır bütün matematikçiler tarafından doğru olarak kabul ediliyor ve uygulanıyor ise, hukukta 'istisnalar dar yorumlanır' ilkesi de o derece apaçık doğru bir ilkedir ve bütün hukukçular tarafından doğru olarak kabul edilip uygulanmalıdır. T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu 2018/270 E. - 2020/498 K. Tarih: 03.12.2020

31 Mayıs 2021 Pazartesi

Yayından Sonra Yanlış Saptanırsa?

En deneyimli yazarların bile makalelerinde bazen kendilerinden, bazen yayınevinden kaynaklanan yanlışlar bulunabilir. Böyle bir yanlış saptanınca ilk fırsatta (örneğin derginin sonraki sayısında) bir düzeltme (erratum) yayınlanması ve bilim dünyasının o yanlışın etkilerinden kurtarılması bir yayın etiği ve bilim etiği kuralı sayılmalıdır. Ancak bir şey yapmayanın yanlışı olmaz. Bu nedenle bir araştırıcı “yanlış yaparsam” fobisine kapılmamalı fakat yanlış yapmamaya en üst düzeyde dikkat göstermeli, fark ettiği bir yanlışını küçük veya önemsiz görüp umursamazlık etmemelidir.

Size yazarları tarafından önemsenmeyen fakat büyük farklı sonuçlar doğuran iki “küçük” yanlış örneği vereceğim: Bir ANKEM Kongresi için verilen 9-10 sayfalık konuşma metninde 105 sayısı vardı. Bence cümlenin kuruluşuna göre bu sayı 10-5 olarak verilmeli idi. Yazarla birkaç tartışma sonucunda “hoca, nasıl istersen öyle yap” sonucuna varıldı. Zaten küçük punto ile basılan makalede küçücük 5’in önündeki - işareti gözle zor görülecek kadar küçük. Ama bu küçücük çizgi 100,000’i 100,000’de bir yapıyor! Yani sonucu 10 milyar defa değiştiriyor. Sayının yanındaki birimi “elma” olarak alırsak bu küçücük çizginin yanlışlıkla konması 20 tonluk bir tırı dolduracak elmayı ancak mikroskopta görebileceğiniz bir elma kırıntısına; konması gerekirken konmaması bir kırıntıyı tır dolusu elmaya çeviriyor. Küçük yanlışların büyük farklar doğurabildiğine ANKEM makaleleri dışından da bir örnek vereyim. Asistanlığımın ilk yıllarında yerli bir dergide bir makale okuyorum. Yazıda kültürdeki bakteri sayısını belirlemek için kültürü 3 defa biner kere sulandırıp katı besiyerine 1 ml ekiyorlar. Oluşan bir koloni (103 x103 x103 =109 ) kültürdeki 1 milyar bakteriyi gösterecek. Bir milyar bakteri 1 ml’de elde edilebilecek bir sayı. Fakat makalede üstler toplanacağına çarpılmış ve çıkan sayı ml’de 1027 bakteri olmuş! Sonuç olması gerekenden 1018 (milyar kere milyar) defa fazla. 1027 bakteri 1 ml kültürde değil, 1018 ml veya 1015 (bir katrilyon) litre veya 1012 (bir trilyon) m3 veya 1000 km3 buyyonda elde edilebilir. Büyük Larousse Sözlüğü Van Gölü’nün su hacmini 607 km3 olarak veriyor. Demek Van Gölü boşaltılsa, buyyonla doldurulsa ve bu bakterinin kültürü yapılsa bile makalede 1 ml’ye sığdırılan kadar bakteri elde edilemeyecek. Kıdemli yazara bir mektup yazıp düzeltme yazmalarını önerdim; “arkadaşlarım üstleri toplayacağına çarpmış, küçük bir yanlışlık, düzeltme gerekmez” dedi. Bu küçük yanlış nedeniyle Van Gölü suyunun 1.5 katı buyyonda elde edilemeyecek sayıda bakteri, bazı kütüphane raflarında hâlâ durduğuna emin olduğum eski bir dergimizin küflü bir sayfasında 1 ml içinde duruyor.

Kurtuluş Töreci

Kaynakça : Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği Dergisi Sayı 1'e Özel Ek (2010), sf. 5-6

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bilimsel Araştırmada Etik Problemler

Geçmişten günümüze insanlık tarihi boyunca bilimsel araştırmalar insanlığın çizgisine yön vermiştir. Yapılan araştırmalar kimi zaman insanlı...