Tıp ise insanla ilgilenen bilimler içinde etiğe ve etik kurallara en çok uyulması gereken bilimdir. İnsanlığın ilk dönemlerinden beri hem insan vücudunun sırlarının çözülmesi hem de hastalıkların tedavisi insanların ve hekimlerin gündemini sürekli işgal etmiştir. Bu konu ile ve de ölümsüzlüğün bulunması ile ilgili çeşitli çalışmalar hep gündemde kalmıştır. Fakat ilk dönemlerde bu araştırmaları düzenleyen etik kurallar tam olarak ortaya konulamamıştır. Özellikle II. Dünya savaşı sırasında Nazi Almanya’sında yapılan araştırmalar Nuremberg mahkemelerinde savaş sonrasında mahkûm edilmiş ve bunu izleyerek yapılacak bilimsel tıp araştırmalarında uyulması gerekli kurallar Tıp Etiği başlığı altında toplanmış ve Nuremberg kodu oluşturulmuştur.
Nuremberg
Kodu
—
Kişinin gönüllü onayı kesinlikle gereklidir.
—
Deney toplumun iyiliği için olmalıdır.
—
Deney, hayvan çalışmaları ve hastalığın doğal seyrinin bilinmesine
dayandırılmalıdır.
— Deney, gereksiz hiçbir fizik, mental sorun ya da hasara yol açmamalıdır.
— Deneyi
yapan doktorun denek olduğu koşullar hariç, ölüm veya kalıcı sakatlığa yol açan
deneyler yapılmamalıdır.
—Deneyle
karşılaşılan risk, deneyin sonuçlar›n›n insanlara sağlayacağı yarardan fazla
olmamalıdır. —Yaralanma, sakatlık ve ölüm olasılığına karşı gerekli hazırlıklar
yapılmalı ve altyapı sağlanmalıdır. —Deney sadece bilimsel deneyimli kişiler
tarafından yapılmalıdır.
—
Deney süresince denek çalışmayı istediği an sonlandırabilmelidir.
—E¤er
araştırmacı deneyin devamının yaralanma, sakatlık ve ölüm olasılığına sahip
olduğuna kanaat getirirse deneyi durdurmaya hazır olmalıdır.
Bu
konuda en çok üzerinde durulan bir diğer çalışma ise 1932 ve 1972 yılları arasında
ABD’de sifilisli hastalar üzerinde yürütülen Tuskegee çalışmasıdır. Bu çalışmada
yer alan sifilisli hastalar kendilerine hiç haber verilmeden tedavisiz
bırakılmışlar ve hastalığı doğal gidişinin nasıl olduğu öğrenilmeye
çalışılmıştır. Özellikle bu iki deneyim ve benzerlerinin ardından tıp alanında
yapılacak araştırmalarda uyulacak kurallar 1964 Helsinki bildirgesi ile ortaya
konulmuş ve iyi Klinik uygulamalar (GCP=Good Clinical practice) kılavuzu ile de
koruma altına alınmıştır. Daha sonraki yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde bu
konu üzerindeki çalışmalar artmış ülkemizde ilk kez 1993 yılında ilaç
araştırmaları hakkında yönetmelik yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre hem
fakülte hem de eğitim hastanelerinde yerel etik kurullar ve Sağlık Bakanlığı
bünyesinde Merkezi Etik kurul oluşturulmuştur.
Daha
sonra ise 2005 yılında yenilenen Türk Ceza yasasında 90. Madde ile insan üzerindeki
araştırmaların hiç birisinin etik kurul kararı alınmaksızın yapılamayacağı ve
yapılır ise 1 ila 3 y›l arasında hapis ile cezalandırılacağı belirtilmiştir.
İnsan
üzerinde deney MADDE 90. –
(1)
insan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2)
İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi
için;
a)
Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış
olması,
b)
Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan
üzerinde yapılmış olması,
c)
İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda
ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların
insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d)
Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e)
Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici
yöntemlerin uygulanmaması,
f)
Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin
sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,
g)
Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak
açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı
bulunmaması, gerekir.
İnsan
üzerinde yapılan araştırmalar iki ana başlık altında incelenmektedir:
A- İnsanlar üzerinde yürütülen ilaç
araştırmaları
B-
İnsanlar üzerinde yürütülen ilaç dışı araştırmalar
Tüm
bu araştırmalarda uyulması gereken en önemli ana kural hastadan elde edilen
bilgilerin gizliliği ve çalışmada yer alan kişiye zarar verilmemesidir.
Araştırma
etiğinde uyulması gereken ana ilkeler aşağıda sıralanmıştır:
1- Kişiliğe
saygı
2- Yararlılık
(Öncelikle kişinin yararı, bunu izleyerek ise toplumun ve insanlığın yararı)
3- Kötü
davranmama
4- Adalet
5- Dürüstlük
ve bütünlük
Bunların
ön planda tutulması ile birlikte çalışmadan elde edilecek verilerin gizliliği
ön planda tutularak çalışmada yer alan kişilerden mutlaka aydınlatılmış ve
bilgilendirilmiş onam alınmalıdır. Onam alınırken, çalışmaya katılan kişi,
araştırmacı ve bir tanık onam sırasında bir arada bulunmalı ve belge ortak
imzalanmalıdır. Eğer çalışmaya katılan kişi çocuk ya da zekâ açısından kısıtlı
ise onam imzası vasi tarafından da imzalanmalıdır. Onam belgesinde çalışmanın
içeriği ve gidişi ile ilgili bilgiler ayrıntılı olarak verilmelidir. Bunlar aşağıdaki
gibi sıralanabilir; Onam belgesinde:
1-
Araştırmanın amacı, yapısı ve süresi,
2-
Araştırma kapsamında yapılacak
işlemlerin doğru bir şekilde açıklanması
3-
Çalışmadan beklenen bilimsel yararlar,
4-
Araştırmanın verebileceği sıkıntı ve
kısıtlamalar,
5-
Çalışmada oluşabilecek olası riskler,
6-
Deneğe zarar verebilecek işlemlerin
alternatifi,
7-
Çalışmaya alınacak kişinin çalışmaya
katılmada, katılmamada ve araştırmanın herhangi bir aşamasında onamını geri
çekmede özgür olduğu,
8-
Araştırmaya katılmamanın ya da
çekilmenin hekim açsından bir önyargı oluşturmayacağı açıkça belirtilmelidir.
Araştırmalarda özellikle Helsinki Bildirgesi ile koruma altına alınan bilimsel zorunluluklar ise aşağıda sıralanmıştır:
1- Araştırma, bilimsel kurallara uygun olarak insanlarda denenmeden önce laboratuar ve hayvan deneyleri ile sınanmış olmalıdır.
2- Araştırma konu ile ilgili uzmanlığı olan kişilerce yürütülmelidir.
3- Hedeflenen amaç ile deneğin karşılaşacağı risk dengelenmiş olmalı ve deneğe gösterilecek özen bilime ve topluma gösterilecek özenden büyük olmalıdır.
4- Araştırma, deneğin gizliğine saygı gösterilmesini ve bütünlüğünün korunması hakkını korumalıdır.
5- Araştırmacı, araştırmanın zararlarının yararlarından fazla olduğunu fark ettiği anda araştırmayı sonlandırmalıdır.
6- Araştırmanın yayınlanmasında doğru sonuçlar verilmelidir.
7- İnsanlar üzerinde yapılacak her araştırma bağımsız bir kurulun onayına sunulmalıdır.
Yapılacak
olan ilaç dışı klinik araştırmalarda hazırlanan başvuru dosyalarında mutlaka
sorumlu yürütücü tarafından hazırlanmış ve çalışmanın özetini ve esinlenilen kaynakları
içeren yapılandırılmış öngörücü özet bulunmalıdır. Ayrıca, araştırıcıların
hasta hakları Yönetmeliği’ne ve iyi klinik uygulamaları ve iyi Laboratuar
Uygulamaları Kılavuzlarına uyacaklarını belirtir imzaladıkları taahhüt
belgeleri, Hasta ya da sağlıklı deneklerde planlanan araştırma sırasında
deneklerde doğabilecek hukuki ve mali riskleri araştırmayı yürüten
araştırıcının yüklendiğini belirtir imzalanmış belge de bulunmalıdır.
Özgür Kasapçopur
Kaynakça : Cerrrahpaşa Tıp Dergisi S. 38 (2007), sf. 161-163
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder