Bir araştırmanın kalitesi, yapılan tahminlerin gerçeğe uygun olmasına bağlıdır. Gerçeğe uygunluk ise, veri kalitesiyle sağlanır. Veri kalitesi geniş içerikli bir kavramdır. Araştırmanın tasarımından itibaren toplanan verilerin bilgisayara girilmesine, işlenmesine ve veri düzenlemelerine kadar pek çok faktör veri kalitesini etkiler. Aşağıdaki bölümde veri kalitesini etkileyen faktörler belirli alt başlıklar altında sıralanmıştır
Doğruluk
: Doğruluk, toplanan verilerin gerçeği yansıtma derecesidir. Veriler belli bir
hata payıyla ana kütle parametre değerlerini yansıtan bir özelliğe sahip
olmalıdır. Bunun için örnekleme hatası ve örnekleme dışı hatalar büyük ölçüde
kontrol altına alınmalı ve verilerin gerçeği yansıttığı konusunda okuyucularda
bir güven oluşturulmalıdır. Bu güvenin oluşturulması örneklem ve örnekleme dışı
hataların bilimsel araştırma raporunda ne denli ayrıntılı bir şekilde ele
alınıp bilgi verildiğine ve bu konuda hangi hesaplamaların yapıldığına
bağlıdır.
İlgililik
ve Uygunluk : Daha önce “Değişkenlerin Kalitesi” başlığında ilgililik
kavramından söz ederken amaca uygunluk ve yararlılıktan söz etmiştik. Aynı
kural, veri kalitesi için de geçerlidir. Toplanan veriler araştırmacının veya
analizcinin amacına uygun olmalıdır. Uygunluk; güncellik, ilgili yanıtların
alınması, son veri ve bilgilerin elde edilmesi ve işe yararlılıktır. Verilerin
ilgililik derecesini en iyi bir şekilde araştırmacının kendisi, araştırmayı
yöneten kişiler, sponsorlar ve dış araştırma uzmanları tespit edebilir.
Zamanındalık
: Verilerin istenen süre içinde analize hazır hale getirilmesi ve analiz
edilmesidir. Veriler, eskimeye neden olacak kadar çok önceden toplanmışsa veya
aradan geçen süre içinde verilerin niteliğinde önemli ölçüde değişiklikler
olmuşsa zamanındalık kriterinden uzaklaşılmış olur. Zamanındalık ölçütünde veri
toplama süresi, sıklığı, zaman tasarımları ve kullanıcının amacına uygunluk
etkenlerine dikkat edilir. Bu nedenle bilim adamı, raporunda araştırmasının
zaman boyutuyla ilgili yaklaşımlarını ve gerçekleşen fiilî duruma ilişkin
bilgileri açık olarak vermeli ve bu konuda okuyucularını aydınlatmalıdır.
Erişilebilirlik
: Verilere, belirlenen prosedür çerçevesinde ulaşabilmeyi ve benzer tasarımla
aynı verileri toplayabilmeyi, elde edebilmeyi veya yararlanabilmeyi ifade eder.
Veriler çok özel yöntemlerle, gizli ve korunmalı yöntemlerle elde edilmişse bu
verilerin erişilebilirliği yoktur ve bu nedenle de bu verilere güvenilmez.
Bilim insanı, bu nedenle verilerini hangi işletmelerden, hangi düzeyden, hangi
kesimlerden nasıl ve hangi yöntemle topladığını açık bir biçimde ifade etmeli;
kurum, kuruluş, organizasyon ve diğer kesimleri açık bir şekilde
tanımlamalıdır. Verilerin bir bölümü kamu kuruluşu veri tabanlarından,
istatistikî veri derleyen kurumlardan, şirket kayıtlarından temin edilmiş
olabilir. Bu veri ve bilgiler sadece araştırmacının kullanımına açılmış, fakat diğer
araştırmacıların kullanımına açılmamışsa verilere dayalı analiz sonuçlarının
güvenilirliği konusunda bir takım kuşkuların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Prof. Dr. Hüner Şencan
Kaynakça : Sosyal ve Davranışsal Bilimlerde Bilimsel Araştırma (2007), sf. 136-137
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder